1 Nisan 2009 Çarşamba

april can't fool us

bugün 1 nisan. hiç şaka yapanım olmadı, bende kimseye yapmadım.
zeten senelerdir 1 nisan 'ın hakkını vererek yapılmış bi şaka hatırlamıorum.
ama çok net hatırladığım bi tane var. ehehe, onu da dün hatırladım.
ilkokul 3 veya 4. sınıftaydım. meliha isimli bi öğretmenimiz vardı. Hepimiz çok severdik. Tipini tam hatırlayamasamda turuncuya yakın kızıllıkta saçları olduğunu çok net hatırlıorum.
neyse, bu meşhur günde, hocamız sınıfa geldi ve çok üzgün bi ifadeyle müdürün kendisini bizim sınıftan alıp yan sınıfa verdiğini söyledi. Tüm sınıf bi anda, 'yaani artık bizim öğretmenimiz olmıcak mısınız' diye bi yakarışa girmişti.
sınıfın popüler kızı, sanırım adı şeyma'ydı:)), hemen ağlamaya başladı.
onun yoldaşları olan bir grup kızda hemen ağlamaya başladı.
ben de tüm bu yaygaraya bi anlam veremiyordum ama üzgün olmam gerektiğini biliyordum ve birinin bana neden üzülmediğimi sormamasını ümit ediyordum.
ama sonuç olarak o zamanlar pekte sevilmeyen, yazın annemin zorlamasıyla amerikan tıraşı kesilmiş saçlarımla, sinsi, garip bi tiptim, bende fırsat bu fırsattır deyip, mendili kaptığım gibi hıçkırarak sınıfın popüler kızı ve yoldaşlarının arasına attım kendimi. belki de bu toplum sözleşmesine ilk imzamdı.
tüm o hıçkırıkların ve sarılmaların arasında, bu yakınlaşmanın bana parlak bi gelecek hazırladığını düşünüp içten içe mutlu oluyordum.
derken, bizden bölesi bi tepki beklemeyen hocamız da, gözyaşları içinde koşarak sınıfa girip, 'çocuklar ben sizi hiç bırakırmıyım' diye sarılınca, bünyem böylesi bi hezeyan karşısında hepten şoka girdi. tüm bu yoğun duygu akımını hissedemiyor olsamda, topluluktan biri gibi davranıp anlıyor gibi yapmak kolaydı, hemde içten içe eğlenceliydi.
o zamandan beri ne değişti, ben ve popüler kız şeyma'yla akıbetimiz ne oldu diye sorulacak olsa;
hımm, 1 sene sonra ben başka okula başladım, neyse ki orada böylesi numaralar yapmama gerek kalmadan, kolayca sosyal bi çocuk olabildim. popüler kız şeyma da muhtemelen kaşlarını aldırıp,
eteğini 2cm. kısalttırmıştır.
hımm, ben de ne değişti diye düşünecek olursam, sanırım hiç bişe, şuan yanımda çok erdemli bi adam oturup, bu yazdıklarım için 'yavrucuğum, o senin anlayamadığın duygunun adı sevgi idi' dese, yine kopardım.
neyseki yıllar içinde kendim gibi öküz insanları az çok bulabildimde, böle gereksiz muhabbetlere beraber gülebildik. there is hope for all of us.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder