25 Kasım 2009 Çarşamba

al beni, götür mexico city e

15-16 yaşlarımdayken, çoğu yaşıtım gibi, kız-erkek ilişkilerinde deneysel takılınan o garip dönemde, benimde benzeri ilişkilerim olmuştu. maksimum 2-3 hafta elele dolaşılıp, sonra biten sabun köpüğü ilişkileri.
hatırlıyorum, bir tanesi benden smsle ayrılmıştı. cevap olarak, ben ayrılmak istemeyip, ona onu sevdiğimi söylemiştim. o da bana, bende seni seviyorum kasımpatım, ama ayrılmamız gerek demişti. bende çok üstünde durmadım tabi.
diğer benzeri bi ilişkimde, bu sefer ayrılmayı planladığım genç irisi sevgilime, doğduğumda hermafrodit olduğumu, ancak sonradan ameliyat olduğumu, ve halen hormon ilaçları kullandığımı söylemiştim. çok iğrenç lan. ve çok saçma. çocukta, benim için önemi yok, ben seni her şekilde seviyorum demişti. tabi sonralarında farklı nedenlerden ayrıldık.
bugün, aradan hemen hemen 10 sene gibi bir zaman geçmiş ve ben yeni yine yeniden bir ayrılık yaşamış ve atlatmaya çalışır bir durumdayım. nedenleri bende saklı, çok kötü bitti, kavgalı bitti.
ve gerçekten herşeyiyle çok değer verdiğim bir insandı. bende artık olgun bir insan olarak, ona aradan geçen bir haftadan sonra mail attım. ona, onun benim için ne kadar değerli olduğundan vs.den bahsettim. attım, evet, çok mature bir davranış, bravo vs.yaa bunun nesi güzel, şuan kendimi kurbanlık koyun gibi hissediyorum. yok mailime cevap yazıcak mı, o da benim çok değerli olduğumu söylicek mi, bilmem ne..öfff
keşke ona eskiden, vücudumun izbe bir köşesinde 3. memem olduğunu, ameliyatla aldırdığımı söyleseydim. en azından kabusu olur, rüyasına girerdim. peh

12 Kasım 2009 Perşembe

başlık yazasım yok!!

geçenlerde 24 oldum. evet, sanırım kayda değer hayatımda gerçekleşen tek gelişme bu son zamanlarda. ruh halim gün içinde sürekli değişiyor. bi an çok mutluyken, bi an etrafımdakilere küfredip ortamdan uzaklaşmak istiyorum. uzun zamandır, yani sanırım bi kaç senedir, daha sade bi insan olmaya çalışıyorum. kafası sade, hayatı sade. sanki kafamdaki ideal hayat tanımı, benim için sadelikten geçiyor. özü sözü bir insan, ruh hali stabil insan vs. vs. ne kadar başarılı oldum bilmiyorum. aslında biliyorum. pekte başarılı olamadım. çünkü çoğu zaman kendimi insanların söylediği saçma sapan şeylerle ilgileniyomuşum gibi yaparken buluyorum. küçük bir örnek belki, veya çoğumuz böyle, sosyal yaşam vs., ama benim için önemli ve ben böyle olmak istemiyorum. ya hiç sallamadan yanından geçiyim, ya da gerçekten o saçma sapan şeylerle bende ilgileniyim istiyorum. ikinci söylediğimin bana ne getirisi olur bilmiyorum. ama saçma bulmak derken, hani kendimi farkılılaştırma çabasına girmekten bahsetmiyorum. cidden alakasız bulduğum , ilgilenmediğim olaylar. misal, hatun kişiler belli bi yaştan sonra güzellik olgusuna takık hale geliyorlar bence. etrafımdaki uzun senedir tanıdığım arkadaşlarım dahi, yok ne yenmeli, göbeği eritmek için hangi hareketler yapılmalı, aman uyku düzenime dikkat etmeliyim modunda takılır oldular. hepsi iyi hoş, ama ben bu muhabetlere katlanamıyorum, içim sıkılıyor. aynı şekilde beni bayan muhabbetlerden biri de erkek arkadaş mevzusu. lütfen artık kızlar birbirlerine erkek arkadaşlarının yaptığı jestleri, sürprizleri anlatmasın. kavgaları, barışmaları vs. konuşulcak birsürü şey var, ayrıca özel hayat arkadaşım, bi yere kadar konuşulur.
yaşlanmak kötü bir şey değil, 7-24 kendimize dikkat etmek zorunda değiliz. bırakalım herşeyi doğal olgusuna işte, mis gibi. erkek arkadaş, hayattaki tek tutanağımız olmasın, birsürü yapılıcak güzel şey var, ne bilim bi hobi edin mesela kendine.
işin özü, benimde içine girmiş olduğum yaş aralığından, hemcinslerimin bu dönem içerisinde takındıkları nevrotik hal ve tavırlardan hiç memnun değilim.
hayır, beni de kendilerine benzeticekler diye korkuyorum.