30 Mart 2009 Pazartesi

hayırdır aslanım

vize dönemi ya, yine kendi kendime yeni meşgaleler yaratmasam olmazdı, gittim bende oyun indirdim bilgisayarıma, sanki zamandan bol bişe yok..
bide blog sayfama dansöz koymak istedim, böle mouse hareket ettikçe o da oynıcaktı, 'oyna lan, oynaaa, hıhahahaa' nidalarıyla, fanteziye bak, ama bulamadım öle bişe
bu da böle anlamsız bi yazı oldu, geçmiş olsun

19 Mart 2009 Perşembe

23 yaşında olmanın dayanılmaz boktanlığı

evet, bgn 23 yaşında olmanın boktan bişey olduğuna karar verdim.
çünkü;
artık sadece üniversiteli olamazsın, hele ki yaşıtlarının çoğu mezun olmuşsa.
artık amaçları, belirli bir planı olan bi üniversiteli olman gerekir.
eğer mezunsan, yavaştan para kazanmaya başlamanın gerektiği yaş.
eğer bir yetenek üzerinden bi hayat çizmişsen, artık yavaştan adının duyulmasının gerektiği yaş.
eğer sevgilin varsa, onunla sadece vakit mi geçirdiğinin yoksa mutlu emeklilik günlerinin hayalini mi kurduğunun kararını vermen gereken yaş.
bu düşüncelerin hiçbiri esasında bana ait değil, öyle de yaşamıorum, ama bu toplumsal beklentiler ister istemez insanın üzerinde bi baskı kuruyor. ve bu baskı en çokta 23ünde kendisini hissettiriyormuş galiba.
benim içimden geçen ise tüm risklerine rağmen, bu beklentilerin zıttına, kafama göre hareket etmek. sonuçlarının memnun edip etmiceini de zaman göstericek.
bgn dolmuşta giderken işte bu düşünceler kafamda dönüp, durdu.
bi de alakasız bi karar aldım.
bi filmde kız kitle iletişim araçlarını 2 hafta boyunca kullanmadığını ve bunun sonucunda çok daha yaratıcı, huzurlu bi kafa yakaladığını söylüordu.
ben de önümdeki bu 2 hafta içerisinde, tv izlememe, msn e girmeme gibi kararlar aldım. bilen bilir, cep telefonunu zaten pek kullanmam.:))yani bu sürede kitap okucam, çizim yapıcam, ders çalışcam, müzik dinlicem, derse gidicem, vs. vs.
arada da buraya yazarım.

13 Mart 2009 Cuma

ne idüğü belirsiz gangster kılıklı kro amcalar

evet, uzun zamandan sonra, allah kahretsin ki bir tespit yapmak için yine koyuldum yazı yazmaya. hepte mi tırt şeylerle alakalı yazı yazılır, nese,naapalım artık, maksat muabbet olsun. bigün sosyolojik, kompleks, toplumsal konularla ilgili yazılarımda olucak umarım.
amma velakin bugünkü amacım, belli bi grup amcanın varoluş şekilleri üzerine ufak irdelemelerde bulunmak..bu amcaları hepimiz biliyoruz, hepimizin hayatındalar..
kim mi bu amcalar? evet, genelde siyah giyerler, yanlarında kendilerine benzer diğer amcalar bulunur. abuk subuk elektronik müzik konserlerinden, rock konserlerine kadar her türlü müzik etkinliğinde saat 22.00 dan sonra boy gösterirler. kendi aralarında dahi konuşmazlar. işportacıyla işadamı karışımı bi oluşumları vardır. mütamadiyen kız keserler. yanlarında bayan olması nadir rastlanan bi durumdur. yani, çok ilginç, bu amcaların bulundukları mekandaki müzikle alakaları olmadığı gayet açıktır. nerden haberleri olurda, bitiverirler hemen bu mekanlarda hiç anlamam. bide bu kadar gizemli hava niye, belki de bu amcalar underground müzik piyasasının baş takipçileri ve gönülden destek verenleridir:)) belki de bu gece yaşamının sağlamlığı onların katlımındaki bu istikrardan güç almaktadır. ehehh, sağolun varolun gangster kılıklı, gizemli, kro amcalar. ama en azıdan keşke şunu anlasalar, üniversitede okuyan kızlar önüne gelenle beraber olmaz ve çoğu zamanda sadece güzel müzik dinlemek için bu ortamları tercih ederler, sizin tüm bu çabalarınızı farkeder ve içten içe sizle çok pis dalga geçerler, sizin kro erkeklik egonuzun ruhu duymazken..
kızım sana söylüyorum, türk usülü abazyan mentalite sahibi yurdum gençliği sen anla..